Birçok sektörde olduğu gibi, 2019 yılında pazar payı 43 milyar dolara ulaşan ve sağladığı istihdam sayısı 250 bin kişiyi aşan Türk Franchising sektörü de Koronavirüs salgını nedeniyle zor günler geçiriyor. Koronavirüs süreci Franchising sektörünü de dönüştürüyor ve yeni ekonomik sistemde bu sektörün konumunu şekillendiriyor. Peki, Koronavirüs sonrası Franchising sektörünü neler bekliyor ve sektör şu anda ne durumda?
Koronavirüs sonrası Franchising sektörünün ne durumda olacağını öngörebilmek için her şeyden önce, sektörün salgın sürecinde, şu anda bulunduğu konumu doğru değerlendirmek gerekiyor:
Sektörde yer alan Franchisee işletmelerin büyük çoğunluğunun küçük işletme kategorisinde olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu noktada büyük bir sıkıntı yaşanması kaçınılmaz. Zaten maliyet dezavantajı ve geçmişte mevcut olan ekonomik şartlar nedeniyle zorlanmaya başlayan sektörün Koronavirüs krizini atlatması için elinde bulunan silahlar oldukça yetersiz. Konu ile ilgili olarak “İşletme Ölçeğine Bağlı Olarak, Koronavirüs Salgını Sonrası Ekonomik Görünüm Tahminlerim (Koronavirüs Yazıları – I)” başlıklı yazımızı da okuyabilirsiniz.
Türkiye’ deki franchising sistemine baktığımızda çoğunluğunu fast food / gıda sektörüne ait işletmelerin oluşturduğu görülüyor. Bu da, ilk etapta açıklanan kapama tedbirleri, ardından gelen sadece paket servis izni ve sonrasında geçici sokağa çıkma sınırlandırmaları nedeniyle zorlu bir çevre yaratıyor. Franchise işletmelerin daha ziyade büyük şehirlerde yer aldığı düşünüldüğünde, öncelikle buralarda alınan her sağlık tedbiri sektörü doğrudan ve olumsuz olarak etkilemekte. Dışarıdan yemek yeme talebi de oldukça düşmüş durumda. Kırılmakta olan Gelir Harcama Zincirinin de franchising sektörü üzerinde doğrudan etkisi bulunacağını öngörebiliriz.
Bu noktada tartışılması ve ivedilikle çözüm geliştirilmesi gereken asıl önemli konu, AVM’ lerde yer alan işletmeler. Zira, franchising sektörünün kalbi, Türkiye geneline yayılmış yüzlerce AVM’ de atmakta ve şu anda burası kangren olma noktasına doğru hızla ilerlemekte. Yüksek AVM kiralarını ödemek için gece gündüz çalışan işletmelerin, şu anda yaşadıkları gelir kaybı nedeniyle varlıkları hızla erimekte ve çok yakında kiralarını ödeyemez hale gelecekleri aşikar. Sektörün geleceğinin biraz da, AVM yönetimlerinin kira konusunda yapacağı uygulamalar neticesinde şekilleneceğini söylemek çok da iddialı bir söylem olmayacaktır.
AVM’ lerin birçoğunun son yıllarda faaliyete başladığı göz önünde bulundurulduğunda, buralara giriş için yüksek yatırım maliyetlerine katlanan işletmelerin henüz yatırımlarının geri dönüşünü alamadıkları ve gerekli birikimi yapamadıkları, bir kısmının borç yükümlülüğünün sürdüğü de düşünülmeli. Koronavirüs sürecine böylesi bir dönemde yakalanan işletmelerin krizi daha derin yaşayacakları görülmekte.
Şu anda büyük franchising zincirleri nispeten de olsa önlem almış ve “franchisee” lerinin gelirlerini belli oranlarda tutabilmiş durumda. Ancak, hiçbir şekilde kriz hazırlığı olmayan, franchising verme kriterlerini taşımadığı halde bu sistemi uygulayan zincirlerde durum iç açıcı değil.
Koronavirüs sonrası Franchising başlığı altında, bu kriz sonrasında bazı “Franchisor” ların faaliyetlerini sürdüremeyecekleri öngörülebilir; bu durumda bunlara bağlı olarak çalışan “Franchisee” lerin durumlarının ne olacağı tartışılmalıdır. Bu husus bir çok sosyal, ekonomik ve hukuki soruna da gebedir. Kriz sürecini ayakta kalarak atlatan, nispeten daha güçlü “Franchisor” ları ise, daha başka bir tehlike beklemekte: “Franchisee” lerinin varlıklarını sürdürememesi. Hangi senaryo gerçekleşirse gerçekleşsin, sektörün rakamsal olarak küçüleceği aşikar.
Krizin sektöre (ve tüm iş dünyasına) öğrettiği, daha doğrusu öğretmesi gerektiği konuların başında, kriz planlaması ve kriz yönetimi gelmekte. Artık, “Kriz” kelimesinin franchise dokümanlarında daha sık yer aldığını göreceğiz. Bu doğrultuda “El Kitapları” nın da acilen güncellenmesi gerektiğini hatırlatalım !
Bu süreci iyi değerlendiren, “Franchisee” lerinin yanında durabilen, her anlamda desteğini hissettiren, ortaya çıkan müsait zamanı eğitim ve reorganizasyon çalışmaları için fırsata dönüştürebilen, dijitalleşme çalışmalarını tamamlayabilen, reklam faaliyetlerini sürdürebilen, yönetim ekibini işte tutabilen, şubeleri arasında işbirliği ve anlık bilgi paylaşımını etkin yapabilen, finansal danışmanlık fonksiyonu ve küçük işletmelerin finans kaynaklarına ulaşımı yönünden aktif rol oynayan zincir sahipleri ve “Franchisee” leri Koronavirüs sonrası Franchising ekosistemi içerisinde daha avantajlı konuma geleceklerdir.
Mevcut durumda beklenti, bu süreçte özellikle royalty ödemelerinde indirim ve ödeme kolaylıkları sağlanması, yükün büyük kısmının konumu ve ticaretin doğası gereği “Franchisor” lerce karşılanması ve sisteme dengeli şekilde dağıtılmasıdır. Bu tavır, Franchising sistemlerinin temel prensiplerden “Düşük Risk” maddesi gereğince de sistem sahiplerinden beklenmelidir.
Sektör adına farklı bir perspektiften bakıldığında, daha önceki finans krizlerinde de olduğu gibi, işlerini kaybedecek nitelikli işgücünün franchise almaya yönelebileceği ve birikimlerini bu şekilde değerlendireceği öngörülebilir. Bu durum “Franchising” alma talebini artırabilecektir.
Son olarak, Koronavirüs sonrası Franchising sistemlerinin ayakta kalabilmesi ve eski gücüne kavuşabilmesi adına; mevcut franchisee’ lerin sistem sahibi tarafından satın alınması veya merkeze bağlı birimlerin devredilmesi (tersine franchising uygulamaları), pazarda oluşabilecek boşluklar karşısında “Dönüştürme Franchisingi” imkanlarının kaçırılmaması, birimlerin birleştirilmesi alternatiflerinin değerlendirilmesi, bölge koruma tedbirlerinin kriz sonrasında ayakta kalan ancak borç yükü artmış olacak olan “Franchisee” ler lehine yeniden yorumlanması, lojistik başta olmak üzere tüm iş süreçlerinin maliyet azaltma odağında yeniden tanımlanmasının gerekliliği ve özellikle merkezin mülkiyetinde yer alan dükkanlar için kira indirimine gidilmesi hususları da mutlaka değerlendirilmelidir.
Koronavirüs ile ilgili diğer yazılarım:
Gelir Harcama Zinciri Kırılıyor, Kriz Derinleşiyor (Koronavirüs Yazıları – III)
Koronavirüs Ekonomisi Üzerine Notlar (Koronavirüs Yazıları – IV)
Bir yanıt yazın